reverie

Bu Blogda Ara

Çarşamba, Mayıs 07, 2008

fiction denied

Hayat da boyle temiz sayfadan baslayip kalemin sert ya da yumusak darbeleri ile siyaha boyanir…kirlenir ve geride yorgun bir gecmis birakir…bazen kirleten sadece ozgur irademiz degildir gecmisimizi…unutmak istediklerimiz nedense hep hafizamizda en derin izler birakan yaralardir, insanlarin yuzunden okunur derin izleri, cokmus soluk mor gozler, derin alin cizgileri, soluk bir yuz, hicbirsey yapmadigi halde yorgun bir beden…nedeni belirsiz gibi gelir ama bellidir karaladigimiz sayfalardan bazilari digerlerinden daha siyahtir, ezbere siir gibidir, belki aradaki bir misra hatirlanmaz ve tekrar en basa gidilir eksik sozleri hatirlamak icin biz hatirlamak istemesek bile bilincaltimizin en karanlik koselerine saklasak bile bedenimizden okunur bu satirlar…

Umudun sonmez sanilan atesi de soner bir gun ve en buyuk gunah umutsuzluk bedenimizi esir alir, olum bir nefes kadar yakinken yapamayiz belki hazirlikli bir olmadigimiz bir son oldugu icin korkariz belli belirsiz…belki tasarlaigimiz hayat bu degildir, ama hep yapamadigimiz seylerde iyiyizdir nedense? Yasamayi beceremedigimiz gibi olmeyi de beceremiyoruz…vazgecip gidemedigimiz hayat bize ne kadar aci versede kucuk seylerde teselli olma dersimizi hep iyi calisiriz…

Kendimize bile soyleyemedigimiz sirlar, aksini kabullenemedigimiz yalanlara alistikca kendimizden tavizler veririz, inanclarimizin, inandiklarimizin yerini kurgularimiz almaya baslar ve yasam bizi esir eder ve muharebe sahasinda kazandigimiz lokal basarilarin bizi buyuttugunu sanariz…kaybettigimiz savasin tamamini goremeyecek kadar korlesiriz…konusmayi bildigimiz kadar susmayi da bilmek gerekir, kalemimin cesareti bu kadar…kendim olabildigim kadar…

Hiç yorum yok: