reverie

Bu Blogda Ara

Pazar, Mayıs 13, 2007

yeryuzu surgunu pt.II


Kisa bir ozgurlugun ardindan gece O’nu yine hucresine hapsetmisti, O ise hic de rahatsiz degildi bu durumdan, belki ozgurluk daha aci veriyordu; kendini metronomun sabit bir ritmine kaptirip bir o sokakta, bir bu sokakta amacsizca savrulduktan sonra kendi elleriyle teslim olmustu geceye...sonunu bildigi bir film gibiydi aslinda hayati, beklentinin anlamini hic bilmedi, umudu ise sozlugunden karalamak hic de zor gememisti O’na...hucresinde yalnizliginin bile farkinda degildi dogrusu...dunyaya acilan hicbir pencerenin kendi hayal dunyasindan daha buyuk bir zenginligi oldugu dusunmemisti bile

kaderinin mantar panosundan bir kagidi daha cikartip burusturup atti, kaybettigi bir gun daha miydi yoksa bildigi sona bir sona yaklasmanin verdigi huzur mu? belirsiz bir yuz ifadesinde sakliydi onun mutlulugu...

kendini inandirdigi hayale ne kadar kapildiginin farkindaydi ama akintinin tersine yuzmesinin ne kadar anlamsiz oldugunun bilincindeydi, bir ruyaya bir omur vermisti her ne kadar o ruya ona bir anini bile vermemis olsa da...ciliz somine atesine kalin bir odun daha atti, geceler kisalmis olsa da onun yazacak cok seyi vardi...kendine aci cektirircesine ciliz isikta karalardi hayallerini, gecenin renksiz tenine zihninden intihar teorileri yazardi, yari karanlik dusler onun gercegiydi...yatagi odasinin dekorunun bir parcasi gibi hic bozulmadan sabahi karsiladigi cok olmustu, masaya basini koyup karalanmis bazen burusturulmus, bazen de gozyaslariyla islanmis saman kagitlar uzerinde onlarin kokusunun verdigi buyuyle uyumaya alismisti, cizik plaklarin bozuk akustigi ona bir anne ninnisi olabilmisti...

melankoli hayatin ona yukledigi bir sorumluluk gibiydi, nedense en karamsar haliyle en depresif aninda bile vazgecmemisti bu surgunden, yeryuzu surgununu yarida birakmayacak kadar sahiplenmisti melankoliyi...gecmisin birkac yirtik fotografina takilip kalip onlari unutmak icin pratikler yapiyordu hatiralari sigarasi gibi derin derin cekip kultablasina sondurdu...

as long as you believe...

Hiç yorum yok: